2011 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2009 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonu Görüşme Tutanakları
22.11.2010
– ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI
– Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu
– Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü
– Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü
– Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
– Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü
– Petrol İşleri Genel Müdürlüğü
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.12
BAŞKAN: Mehmet Mustafa AÇIKALIN (Sivas)
BAŞKAN VEKİLİ: Recai BERBER (Manisa)
SÖZCÜ: Hasan Fehmi KİNAY (Kütahya)
KÂTİP: Süreyya Sadi BİLGİÇ (Isparta)
Sayın Badak, mikrofonunuzu açıyorum, buyurun.
SADIK BADAK (Antalya) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, Sayın Bakanımız, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, değerli bürokratlar, sayın basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Maden İşleri Genel Müdürlüğü, TEDAŞ ve EPDK’yla ilgili birkaç hususa temas etmek istiyorum.
Öncelikle ilimizde bulunan TÜBİTAK gözlemevinin karşılaştığı bir problemle ilgili Sayın Bakanımızın ve Maden İşleri Genel Müdürlüğünün gösterdiği hassasiyete teşekkür etmek istiyorum. Umarım gözlemevi çevresindeki mermer ocaklarının meydana getirdiği, gözlem kirliliği, yarattığı gözlem kirliliği ortadan kaldırılabilir. Genel Müdürlük bu konuya hemen el attı. Sonuçlarını alamadık ama umarım kalıcı bir çözüm getirilebilir. Bu gözlemevi Türkiye’nin tek gözlemevidir, çok ciddi bilimsel çalışmalar yapılıyor, aynı zamanda uluslararası bir yatırım niteliğinde.
Efendim, taşocakları çok değişik şekilde dile getiriliyor. Bu agrega dediğimiz inşaat malzemesi üreten taş ocakları vazgeçemeyeceğimiz üretim birimleri. İnşaat devam ettiği müddetçe taş ocakları da olacak fakat problem bunların bulunduğu noktalar. Özellikle orman içerisinde ve köylere, köy yerleşim birimlerine son derece yakın yerlerde bulunan taş ocakları büyük sıkıntı yaratıyor. Haziran ayında Bakanlığınızın Maden İşleri Genel Müdürlüğünün bu yeni düzenlemesi, çıkarılan yeni kanunla tabii ki iyileştirmeler yapıldı. Nerelerde taş ocağı açılamayacağı az çok belirlendi ve en önemli unsur da, diğer madenlerden bu agrega ayrıldı, taş ocakları ayrıldı, bunun ruhsatlandırılması ayrı bir şarta bağlandı. Fakat, bizim bölgelerimiz için bunu da yeterli bulmuyoruz. Turizm bölgeleri için, Antalya gibi, Mersin gibi, Aydın, Muğla, İzmir, belki İstanbul gibi yöreler için taş ocakları organize sanayi bölgelerinin gündeme getirilmesini bekliyoruz. Maden İşleri Genel Müdürlüğümüzün bu konuda özellikle Türkiye’nin hassas şehirlerinde, hassas sektörlere sahip şehirlerde taş ocaklarını belli merkezlerde toplamak, 4, 5, 10 taş ocağını belli merkezlerde toplamak suretiyle bir kalıcı çözüme götürmesini temenni ediyoruz.
Bizim bölgemizde şu anda yaşadığımız en önemli problem çalışmakta olan taş ocaklarının köy yerleşim birimlerinin içerisinden yirmi dört saat 40 ton, 50 tonluk araçları geçirmeleri. Başka yollar, diğer orman yolları 5-10 kilometre uzun olduğundan köyün içinden geçmeye devam ediyorlar, bu, ciddi asayiş problemleri de yaratıyor, kamu olarak buna bir çözüm getirilmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu baş ağrıtan bir durum. Vatandaşın başı ağrıdıkça, tabii ki, kamunun da başı ağrımaya devam ediyor. Yolları bozması da tabii ayrıca başka problemler açıyor.
TEDAŞ ve TEİAŞ şehrimizde çok ciddi yatırımlar yaptı, buna teşekküre diyorum, son üç yıldır. Tabii Antalya gibi, Muğla, Aydın gibi şehirlerimiz hem tarım hem turizmde Türkiye ortalamasının üzerinde enerji ihtiyacına sahip. Her yıl ihtiyaç katlanarak artıyor. Gerek turizm işletmeleri gerek bizim bölgemizde tarım işletmeleri giderek daha çok enerji ihtiyacı duyuyor. Bu bakımdan TEİAŞ’ın ve TEDAŞ’ın bölgemizde yaptığı yatırımlara, iyileştirme yatırımlarına teşekkür ediyorum. Tarım sektöründe biraz daha iyileştirme yatırımları gerekiyor. Genel Müdürlüğümüz, TEDAŞ Genel Müdürlüğünün bu konudaki hassasiyetini biliyorum, konuyu takip ediyor, kendilerine teşekkür ediyorum.
Özellikle tarım sektörünün kullandığı elektrikte indirim bu yıl sonunda bitiriyor, indirimli tarifeden elektrik kullanıyorlar. Tarım sektörü stratejik sektörümüz. Bizim özellikle örtü altı üretimde kullanılan her türlü girdi son derece hassas maliyet unsurları ihtiva ediyor. Bizim örtü altı üretimimiz yurt dışı pazarlarda rekabet avantajımızı ortaya koyan sektörlerden, üretimlerden birisi. Türkiye örtü altı üretiminde rekabet edebiliyor ve özellikle domates üretiminde biz dünya pazarlarında önemli noktadayız. Fakat bunu üretebilmek için indirimli tarifeden elektrik vermeye devam etmemiz gerekiyor. Bu konuda EPDK’nın…
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Yalnız bunlar iade faturasıyla beraber değil mi?
SADIK BADAK (Devamla) – Hayır, indirimli tarife, bunlara en düşük tarifeden veriliyor, o tarife üzerinden ödüyorlar, 18 kuruştan. Buna devam edilmesini talep ediyoruz, bu konuda Bakanlar Kurulu Kararı gerekiyor.
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) – Affedersiniz, şimdi bizim tarımla alakalı uyguladığımız tarifede bir değişiklik yok ama iade alınmasıyla alakalı, Tarım Bakanlığının bir kısım teşvikleriyle alakalı konular, destekleri var, o Tarım Bakanlığıyla alakalı. Biz diyelim ki 10 TL’den satıyoruz, o fiks ama Tarım Bakanlığı size 2 lira iade veriyorsa, diyelim ki seracılıktan dolayı veya bir kısım mahsullere mahsuben diyelim ki veriyorsa, onu, gidip, Tarım Bakanlığından iade faturası karşılığında alınıyor. Yani, bizim tarifemizde bir değişiklik olmayacak.
SADIK BADAK (Devamla) – Sayın Bakanım, tarifede muhtelif değişiklikler var, sanayi işletmeleri, ticaret işletmeleri, tarım işletmeleri gibi. Tarım işletmeleri en düşük tarifeden alıyor, 18 kuruştan. Biz bunun devam etmesini talep ediyoruz. Eğer bu yükselirse rekabet avantajını kaybediyor bizim çiftçimiz. 206 bin dekar örtü altı üretimimiz var. Seralar 1.000 metrekare ile 10 bin metrekare arasında, yani ortalama 5 bin dekar olsa 40 bin tarım işletmesi var bizde. Ayrıca 450 bin dekar bahçe üretimi var, meyvecilik var, bunların da önemli bir kısmı yine suyu elektrikle temin ediyor, gerek kaynaktan tesise kadar basıyor bir de tesiste damlama sulama yapıyor. 206 bin dekarın tamamı damlama sulama yapıyor ve bu 40 bin aile işletmesine tekabül ediyor ortalama, aile işletmesine. Ben Antalya’yı ifade ediyorum, bütün Türkiye’yi düşünürsek bu belki 500 bin aileyi ihtiva edebilir. Bu bahçeler de yavaş yavaş damlama sulamaya geçiyor. Dolayısıyla düşük tarife, yani tarım işletmelerinin şu anda ödemekte oldukları tarifenin devam etmesini talep ediyoruz. EPDK’nın bu konudaki girişimini bekliyoruz.
Ben, Bakanlık bütçemizin, bütün genel müdürlüklerle ilgili bütçemizin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz Sayın Badak.