Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
23. Dönem 4. Yasama Yılı
133. Birleşim 13/Temmuz /2010 Salı
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 21.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
İkinci bölüm üzerinde AK PARTİ Grubu adına Sadık Badak, Antalya Milletvekili.
Buyurun Sayın Badak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA SADIK BADAK (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz üniversite kanun tasarısının ikinci bölümü üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yasa yüce Meclisimizce kabul edilirse ülkemizin toplam 154 üniversitesi olacak. Bu sayının çok olduğunu, bu kadar üniversiteye Türkiye’nin ihtiyacı olmadığını söyleyen arkadaşlarımız var; bu görüşe katılmıyoruz. Eğitim çevrelerince, yarışmakta olduğumuz çağdaş ülkelerde her 250 bin nüfusa 1 üniversite bulunması kabul edilmektedir, bu kabule göre 290 üniversitemiz olmalıdır. Türkiye‘de yaklaşık 500 bin kişiye bir üniversite düşüyor. Uluslararası kabullere göre daha 136 üniversiteye ihtiyacımız var. Üniversite sayısı bakımından toplumumuzun yarışmakta olduğu ülkelerin durumları ise şöyledir: Almanya’da yaklaşık 200 bin kişiye 1 üniversite, İngiltere’de 204 bin kişiye, Amerika’da 77.500 kişiye, Fransa’da 200 bin kişiye, Japonya’da 181 bin kişiye 1 üniversite düşüyor. Bu rakamları görünce bu defa şöyle söylüyor arkadaşlarımız: “Peki, üniversitelere ihtiyaç var de neden bu kadar hızlı kuruyorsunuz, yavaş yavaş kurulsun.”
Değerli milletvekilleri, bu görüşlere de katılmıyoruz. Türkiye, bu üniversitelerin çoğunu 1970’li ve 1990’lı yıllarda kurmalıydı. 1980’li yıllarda kurulanlar gelişen dünya ile yarışmaya yetmiyor. Bir üniversitenin fiziki ve bilimsel altyapısını, kadrolarını tamamlaması, emsalleri arasında yarışa başlaması için en az on yıl ve en az 100 milyon dolar harcama gerekiyor. Gecikilecek her yıl ülkemizin kaybı olacaktır. Diğer ülkelerle aradaki büyük mesafeyi hızla kapatmalıyız.
Çağ nüfusumuz içinde yükseköğrenim talebi ve ihtiyacı artmaktadır. 59’uncu ve 60’ıncı AK PARTİ Hükümetlerinin kırsal kesimde ilk ve ortaöğretimde İnternet ulaşımını yaygınlaştırması, kolaylaştırması ve kısa zamanda yapılan 140 bin yeni derslik eğitim ve öğretime ulaşmayı kolaylaştırdı.
Gençlerimizin bilgi toplumunun ihtiyaç duyacağı ihtisas alanlarında uzmanlaşarak yarışa katılması ülkemizin rekabet avantajını artıracaktır. Bilgi toplumunda üniversite eğitiminin temel eğitim kabul edildiği, ihtisaslaşmanın üniversite eğitimi üzerine inşa edildiği bir gerçektir. Artık okuryazarlık üniversite eğitiminden sonra başlıyor. Bu çocuklarımızın uzmanlaşabilmesi ülke sathına yayılmış geniş üniversite altyapısıyla sağlanabilecektir. TÜİK’in 2009 verilerine göre yüksekokul veya fakülte mezunu vatandaşımızın sayısı yaklaşık 4 milyon 320 bindir. Aktif çalışabilir nüfusun 40 milyon olduğunu kabul edersek çalışabilir nüfus içinde üniversite mezunumuz ancak yüzde 11, yüksek lisans mezunumuz ise binde 6 seviyelerindedir. Hedefimiz, bu oranları, rekabet ettiğimiz ülkelerin oranlarına yükseltmektir. Esasen üniversitelerimizin, sadece çağ içindeki gençlerimize değil üniversitelerden 2000’li yıllardan önce mezun olan vatandaşlarımıza da mesleklerinde ve evrensel ölçekte yaşanan değişikliklere uyum açısından ayrı başlık altında yetişkin eğitimini yaygınlaştırmasını da önemli ihtiyaçlar arasında görmekteyiz. Ülkelerin yeraltı kaynakları ve fabrikalarından daha değerli zenginliği, ileri düzeyde eğitilmiş nüfusları olmaya başladı. Son yıllarda, iyi yetişmiş Türk vatandaşları, dünya şirketlerinin yönetimlerinde haklı yer ediniyorlar.
Hükümetimiz, dünyanın problemi olan işsizlik konusunda yeni iş alanları açılması için her türlü tedbiri almaya devam etmektedir. Bütün ülkeleri derinden etkileyen ekonomik krize rağmen bu dönem ülkemizin büyüme hızında yakaladığı 11,7, bunun müşahhas göstergesidir.
Değerli milletvekilleri, vatandaşımızın eğitimin her aşamasına heyecanla sahip çıkması, ülkemizin ayrı bir gücünü ve özelliğini oluşturuyor. Geçen yıl açılan Hakkâri Üniversitesine atanan Sayın Rektörün Hakkâri’ye girişinde konvoylarla karşılanması, halkımızın eğitime verdiği önemin en çarpıcı göstergesi. Eskiden valiler ve bakanlar böyle karşılanırdı, şimdi rektörlerimiz karşılanıyor. Bu tablodan mutluluk duymalıyız. Bu tablo, gelişen ve değişen Türkiye’yi gösteriyor. Bu tablo, iktidarımızın eğitim alanında yaptığı yatırımlara halkımızın yüksek derecede sahip çıktığını gösteriyor. Yeterli mi? değil.
Tamam mı? Tabii ki değil.
Bina, kampus, laboratuar altyapılarıyla beraber öğretim üyesi ve uzman eğitici kadrolarımızı da güçlendireceğiz. Bu amaçla, üniversitelerimizin kadro ihtiyaçlarını karşılayacak çalışmalar yapıyor, bütçe artışlarıyla yeni imkânlar sağlıyoruz.
2000 yılında, YÖK ve üniversitelerin bütçesi yaklaşık 1 milyar 54 milyon lira iken, 2010 yılında yüzde 900 artışla yaklaşık 9 milyar 454 milyon lira olmuştur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin rekabet gücünü yükseltmesi bakımından, üniversitelerimizde hukuk eğitiminin artırılması beklentimizi de kısa bir açıklamayla ifade etmek isterim. Hâlen elli bin firmamız dünya pazarlarında rekabet ediyor. Bu sayıyı en kısa zamanda yüz bine yükseltmek hedefimizdir. Firma yöneticilerimizin günlük çalışmalarında güncel hukuk bilgisine ihtiyaçları vardır. Güncel hukuk bilgisi firma yöneticilerinin önemli avantajıdır. Dünya pazarlarında rekabet ettiğimiz ülkeler, yöneticilerinin hukuk bilgisiyle yetişmesine önem vermektedir. Bu ülkelerden sadece birinde 2009 yılında 300 bin kişi hukuk fakültelerinden mezun olmuştur. Bu kişilerin büyük çoğunluğu uluslararası pazarlarda firmalarımızın rakibi olacaktır. Bu sebeple firmalarımıza potansiyel yönetici yetiştiren işletme, mühendislik, iktisat ve benzeri fakültelerimizde medeni hukuk, borçlar, Türk ticaret hukuku, kamu hukuku, kıymetli evrak, vergi hukuku ve benzeri geçerli hukuk bilgilerinin daha fazla verilmesi hususunun değerlendirilmesini dikkatlere sunmak isterim.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, Antalya, eğitim öğrenim açısından öğrenciye ve ailelerine yüksek yaşama standartları sağlayan bir şehrimizdir. Eylül-haziran eğitim döneminde ılıman iklimi, kent içi ulaşım imkânlarıyla son yıllarda çok gelişen öğrenci aktiviteleri ve barınma imkânları öğrenim maliyetlerine olumlu yansıdığından öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafından tercih edilen bir şehrimiz hâline gelmiştir. Bu sebeple, şehrimize yeni üniversiteler kurulmasını desteklemekteyiz. YÖK nezdinde incelemede olan iki vakıf üniversitemiz daha vardır. Alanya Hamdullah Emin Paşa Vakıf Üniversitesi ile Serik Kadriye’de kurulacak olan Özel Antalya Üniversitesi tasarıları da Meclisimize gelince yüksek desteklerinizi talep edeceğiz. Manavgat ilçemizde de bir vakıf üniversitesi kurulması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Burada bazı muhalefet sözcülerinin ülkemize üniversite gibi bilim yuvaları kuracak Antalya’daki üniversite vakıfları arasında siyasi spekülasyon yapmasını yadırgadığımı da belirtmek isterim. Biz üniversite vakıflarımızın hepsini kucaklıyoruz, hepsine milletimiz adına teşekkür ediyoruz.
Hukuki ve maddi yükümlülüklerini yerine getirebilmiş vakıflara YÖK tarafından onay verildiğini 1990’lı yıllarda yaşayan bir arkadaşınızım. Antalya Eğitim Vakfı’yla kurmaya teşebbüs ettiğimiz üniversite projemiz maddi yükümlülükler tamamlanamadığından gerçekleşemedi. Bu konunun siyasi malzeme konusu, zorlama bir siyasi malzeme konusu yapılmasını yadırgadığımı ifade etmek isterim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son olarak bir dileğimi sizlerle, Bakanlık ve YÖK yönetimiyle paylaşmak istiyorum.
Ülkemiz pek çok alanda çok gelişme gösterdi, dünya kalitesinde otomobiller üretiyoruz, çok kaliteli beyaz eşya, mobilya, ev ürünleri, kişisel ürünler, askerî malzeme ve cihazlar yapıyoruz ancak bir alanda bütün çabalara rağmen yeterli üretim ve talebi oluşturduğumuzu söyleyemeyiz. Sanat ve kültür faaliyetlerinde nispet olarak gelişemediğimizi düşünmekteyim. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın bu konudaki takdire şayan çabalarına yol gösterici, zenginleştirici, akademik katkı yapılmasına ihtiyaç bulunduğuna inanıyorum.
Değerli tarihçi, bilim adamı Profesör Kemal Karpat’a göre, 1950’lerden itibaren şehirleşen toplumumuz Anadolu’da büyük Türk milletinin yeni bir unsurunu meydana getirdi. Her ilimiz ve hemen her ilçemiz 21’inci yüzyılın yorumuna ve görselliğine kavuşturulmayı bekleyen kendine özgü kültürel zenginliğe sahip bulunuyor, şehirlerimizde insanlarımızla beraber kırsaldan getirdikleri kültür ve sanatla kaynaşıyor. Bize göre, her üniversitemiz, yöresindeki illerin, ilçelerin yemeğini, müziğini, türküsünü, şiirini, kıyafetini, oyunlarını, destanlarını, bizi biz yapan kültür ve sanat değerlerini inovasyon sürecinden geçirerek talep edilebilir, satın alınabilir, insanımızın günlük sosyal hayatında tüketilebilir standartlara getirecek bilimsel katkıları sağlamalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Badak, lütfen tamamlayınız.
SADIK BADAK (Devamla) – Teşekkür ederim Başkanım.
Bu güzel duygularla, bu düşüncelerle devlet üniversitelerimizin illerimize ve Uluslararası Antalya Üniversitesinin Antalya’ya hayırlı olması dileğiyle emeği geçen herkese canı gönülden teşekkür ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Badak.