19.11.2007 Kültür ve Turizm Bakanlığı Bütçesi
Plan ve Bütçe Komisyonu
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.28
BAŞKAN: Sait AÇBA (Afyonkarahisar)
BAŞKAN – Sayın Badak…
SADIK BADAK (Antalya) – Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Plan Bütçe Komisyonunun saygıdeğer üyeleri, sayın bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Kültür ve Turizm Bakanlığının 2008 yılı bütçesini ve programını müzakere ediyoruz. Öncelikle, ifade etmek isterim ki, 2006 yılında elde olmayan sebeplerle meydana gelen düşüşü çok ciddi ve hızlı uygulama ve tedbirlerle önce durdurup ardından 2007 yılında tekrar yükselişe geçirebildiği için Kültür ve Turizm Bakanlığını -Sayın Bakanın şahsında- Tanıtma Genel Müdürlüğünü ve bütün birimlerini kutlamak istiyorum. Bu kolay bir mesele değildir. İnmekte olan bir trendi, birden, bir yıl içerisinde durdurup tekrar çıkışa geçirmek ciddi bir mesele. Mısır bunu dört-beş yıl önce yaşadı, altı yıl önce yaşadı, ancak toparlanabildi. Bu bakımdan, övgüye değer bir çalışma yaptıklarını düşünüyorum.
Efendim, Bakanlığın en önemli faaliyetlerinden birisi Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğünün turizm ayağında yaptığı çalışmalar, diğeri de Tanıtım Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmalar. İkisine baktığımızda Tanıtım Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmalara ayrılan bütçe, yatırıma ayrılan bütçeden biraz daha fazla. Bu, neredeyse, Turizm Bakanlığının faaliyetlerini büyük ölçüde tanıtım faaliyetlerine dönüştürmüş vaziyette. Turizm Bakanlığı bu ayağıyla Türkiye’de âdeta turizm sektörünü, bir fidanı 1970’li yıllardan bu yana zararlı tehlikelerden koruyarak bugünlere getirdi ve 2008 yılında 25 milyon turist 20 milyar dolar gelir hedefine, ciddi bir hedefe oturttu.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) – 2005’te mi? Kaç?
SADIK BADAK (Devamla) – 2008 yılında, 25 milyon turist, 20 milyar dolar gelir.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) – Yani tahminî…
SADIK BADAK (Devamla) – Tahminî, evet.
Erişilebilir bir hedef olarak görünüyor. Bu noktada sektörün de yetiştiği göz önüne alınarak, özellikle genel tanıtımın turizm meslek birliklerine veya kurulacak turizm konseyine devredilmesinin önemine işaret etmek istiyorum. Turizm Bakanlığı büyük ölçüde enerjisini ve mesaisini yurt dışında Türkiye’nin turizm ayağının tanıtılmasına harcıyor. Geçen yıl 141 fuara iştirak edilmiş, 2008 yılında 142 turizm fuarına iştirak edilmesi planlanıyor. Bir fuar hazırlığının sözleşmeler dönemleriyle beraber dört beş gün aldığını kabul edersek, Bakanlık personelinin ne kadar geniş bir mesai ve enerji harcadığını buradan anlayabiliriz. Dolayısıyla, bu mesaiyi biraz daha sektörün üzerine kaydırmak suretiyle Tanıtma Genel Müdürlüğü mesaisini biraz daha belki nokta tanıtıma, illerde oluşmakta olan tanıtım vakıflarının kurumlaşmasına ayırabilir diye düşünüyorum. Burada zorluk turizm meslek birliğinin oluşmasında yasal bir zemine oturmasında karşımıza çıkıyor.
Şu anda, turizm sektörünün iki kuruluşu var. Birisi meslek birliği şeklinde örgütlenmiş TÜRSAB -5 bin seyahat acentesini bünyesinde bulunduruyor- diğeri dernek olarak kurulmuş TÜROFED, Türkiye Otelciler Birliği, ama yasal bir yaptırımı yok. Bunun yasal yetki ve sorumluluklar içeren bir meslek birliğine dönüştürülebilmesi kısa zamanda mümkün müdür bilemiyorum. Eğer olmazsa kısa zamanda bu konuda uzun yıllardır Antalya’da ve Odalar Borsalar Birliği nezdinde yaptığım çalışmalardan da esinlenerek TÜROFED ve TÜRSAB’ın Türkiye Odalar Borsalar Birliği Başkan Yardımcısının başkanlığında Türkiye’nin genel turizm tanıtımını üstlenebileceğini önermek istiyorum. Bu konunun irdelenmesini dikkatlere sunmak istiyorum. Odalar Borsalar Birliğine bütün turizm -hem acente boyutunda hem oteller- üyedirler, hem ticaret sicilleri de hem odalara aidat ödemektedirler. Dolayısıyla, Odalar Borsalar Birliğinin tanıtım boyutunda, tanıtım bütçesinin oluşturulmasında bu özel sektör mensupları nezdinde bir yaptırımı söz konusu olabilecektir. Buna benzer organizasyonlar Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde daha evvel yapılmıştır. Böylece, zaman ve enerjisinden kalacak bölümü Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürlüğü yerel oluşmakta olan tanıtım vakıflarına ayırabilir, onların kurumlaşmasını destekleyebilir diye düşünüyorum.
Yine, bu nokta tanıtım anlayışında gelişecek ilçe merkezli tanıtım faaliyetlerinde özel idarelerin ve belediyelerin rolünü artırmak gerektiği kanaatindeyim.
Yine, bugüne kadar tanıtımda başarılı bir trend izleyen Tanıtma Genel Müdürlüğünün bünyesinde golf turizmi diye ifade ediliyor genellikle planlamalarda, programlarda, fakat, bunun spor turizmi olarak değiştirilmesini öneriyorum. Golf, malum, sporun bir segmentidir, ülkemizde gelişmektedir ama, golfun yanında futbol turizmi de kış turizmi ve su sporları turizmleri de çok gelişme göstermektedir. Özellikle, futbolda Antalya’ya sadece ocak ayında 1.200’ün üzerinde takım gelmekte olduğunu biliyoruz. Bunun potansiyeli 5 bine doğru çıkabilecektir, ciddi bir rakam. Dolayısıyla, spor turizminde, kongre-fuar turizminde ve sağlık “wellness” turizminde Tanıtma Genel Müdürlüğü bünyesinde uzmanlık masaları oluşturulmasını ve uzmanlık fuarlarının o masalar tarafından takip edilmesini dikkatlere sunmak istiyorum.
Yine, Turizm Bakanlığının genel tanıtmayı özel sektöre kaydırmak suretiyle elde edeceği zaman ve enerjiyi daha çok, turizm çevrelerindeki altyapı uygulama ve planlamalarına ayırmasının önemine dikkat çekmek istiyorum.
Bir başka ifade etmek istediğim husus, Bakanlık artık turizmde yatay büyümeyi hedefine koymuş bulunuyor. Kültür turizmi, spor, sağlık, kongre turizmini geliştirmeyi hedefine koymuş bulunuyor.
Özellikle, tarihî ve kültürel merkezlerimiz var. Bunların bir kısmı Vakıflar İdaresine ait hanlar, kervansaraylar; bir kısmı Millî Parklar Genel Müdürlüğünün yetki alanında, Termessos gibi, Phaselis Millî Parkı gibi ve bir kısmı da Turizm Bakanlığının ilgili genel müdürlüklerinin yetki, sorumluluk alanında. Bunlardan mümkün olanları, özellikle, Termessos gibi, Perge gibi, yeterli ödenek olmadığı için bugün, sadece, bunların kapısında bir bekçi kulübesi, orada bekçi bir bilet kesiyor ve otlar içerisinde o tarihî, o güzelim, dünyada örneği olmayan mekânlara insanlar girip bakınıp çıkıyorlar. Oysa, dünyada bu gibi merkezler birer modern işletmeye dönüşmüş vaziyette. İtalya’da Pisa’ya gittiğiniz zaman Pisa’nın çevresiyle beraber bir turizm merkezi olduğunu görüyoruz. Venedik böyle, Nice böyle, bütün turizm şehirleri ve ülkelerinde artık müzeler dâhil birer modern işletme, birer modern âdeta restoran işletmesi gibi takdim ediliyor.
Dolayısıyla, bizim, kamu ödenekleriyle turizme kazandırılamayacak bu gibi altyapıları ülkemizde kültür ve sanata, tarihe sponsor olmuş şirketlerimiz var, bankalarımız var, bu şirketlere ihale yoluyla, gayet şeffaf bir şekilde vermek suretiyle son derece modern işletmeler hâline getirilmesi mümkün müdür? Bu hususu dikkatlere sunmak istiyorum.
Yine, temas etmek istediğim husus, sektörde çok tartışılmakta olan ve sektörde elde edilen geliri, fert başına gelen, turist başına düşen turizm gelirini artırmaya yönelik olarak her şey dâhil sistemine bir standardizasyon getirilmesi, bu konu üzerinde çalışılması. Burada öneriler hususlar var. Kent merkezleri dışındakilerin ancak her şey dâhil sistemini uygulayabilmesi, şehir merkezlerinde, şehrin özellikle belediye merkezlerindeki turistik tesislerin bunları uygulayamaması…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SADIK BADAK (Devamla) – Hemen toparlıyorum Sayın Başkan.
Sabah, öğlen, akşam büfe saatlerinin sınırlandırılması veya haftada bir gün her şey dâhil sistemin uygulanmaması gibi hususların acilen değerlendirilmesini dikkate sunmak istiyorum.
Yine, turizm sektöründe belgeli tesislere verilmekte olan enerji teşviki var. Ayrıca, sektör şu anda haklı olarak kışın sigorta primli çalıştırdıkları personelin sigorta primlerinde indirim talep etmekte. Bu indirimler değerlendirilirken, bu talepler değerlendirilirken özellikle bunlardan yararlanacak olan tesislerin personel eğitimi yapmasına, özendirmesine personelin hem mesleki eğitim hem Sayın Bakanın da bizzat üzerinde durduğunu yakinen bildiğim temizlik-hijyen eğitimine özendirildikten sonra bu teşviklerin göz önüne alınması hususunu da dikkate sunmak istiyorum.
Bu noktada, Kültür Turizm Bakanlığı Bütçesinin 2008 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederiz.